Buğday dünyada pek çok insanın gıda ihtiyacının karşılanması açısından büyük öneme sahiptir. Bir ülkenin tam bağımsızlığı da nüfusunun gıda ve enerji ihtiyacını karşılayabilme gücüne bağlıdır. Bu gücü temin eden kaynaklar stratejik açıdan güçlü kabul edilir. Bu yüzden başta buğday olmak üzere hububat stratejik olarak önemli bir ürün olarak kabul edilir. Buğdayın stratejik önemi olarak bir diğer unsur ise hayvancılıkta yemin ana maddesini oluşturmasıdır.
Bu nedenle güçlü ülkeler buğday stoklarına önem verip diğer ülkelere göre üstünlük kurmaya çalışırlar.
Bir ülkenin ayakta kalmasında ne kadar ordu ve silah varlığı önemliyse buğday stokları da önemlidir. Bu yüzden devletler özellikle rakip devletler birbirlerinin buğday stoklarını da takip eder.
Dünya’da üretilen buğdayın yaklaşık %30’u stoklanmaktadır. Bir sonraki yılın üretimine bakılıp ancak %15’lik kısmının ticareti yapılabilmektedir.
Ülkemiz , buğday tarımı için elverişli bir yer olup, binlerce yıllık çiftçilik geçmişi ile büyük bir avantaja sahiptir. Bununla birlikte kendi ihtiyacını karşılayabilecek imkana sahip ülkelerden biriyiz.
Türkiye dünyada buğday üretiminin %3′ lük bölümünü karşılamakta olup buğday üretiminde dünyada dokuzuncu sıradadır.
Türkiye Dünya Makarnalık Buğday üretiminde Kanada (%13) ve İtalya (%11)’dan sonra %10’luk pay ile üçüncü sırada yer almaktadır. Bu üretimlere rağmen ürettiğimiz buğday sadece bize yetmekte olup, işlenmiş ürünler için buğday ithal edilmektedir. Buna rağmen ürettiğimiz un,makarna, bisküvi ve irmik gibi gıdaların ihracatında ülkemiz ciddi başarılara imza atmıştır. Örnek olarak un ihracatında Dünya’da birinci, makarnada ise İtalya’dan sonra ikinci sıradadır.
Küresel boyutta buhrana sebep olabilecek öneme sahip buğday üretiminde ve işlenmiş ürün olarak ihracatında sahip olduğumuz avantajın iyi kullanılabilmesi milli bir sorumluluktur.