Muz, dünyanın en çok tüketilen ve en popüler meyvelerinden biridir. Aynı zamanda pirinç, buğday ve mısırın ardından dünyada en çok yetiştirilen dördüncü üründür. Peki bu tropikal meyve, devam eden plastik atık kriziyle mücadelede nasıl bir rol oynayabilir?
South Dakota State Üniversitesi Gıda ve Gıda Bilimleri Bölümü’nde gıda kimyası alanında doçent olan Srinivas Janaswamy, son birkaç yıldır muz ve avokado kabukları gibi farklı tarımsal yan ürünleri, çevrede parçalanabilen plastik benzeri ambalaj malzemeleri oluşturmak için nasıl kullanılabileceğini araştırıyor. Geri dönüştürülen plastik miktarı çok az olduğundan, çoğu çöp alanlarına atılıyor veya çevreye saçılıyor, bu da ciddi sağlık ve çevre sorunlarına yol açıyor. Nispeten çabuk parçalanacak plastik benzeri bir alternatif bulmak, devam eden plastik atık kriziyle mücadelede önemli bir adım olacaktır.
“Genel olarak, plastiklerin biyolojik olarak parçalanabilir olmamasının insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkileri, sürdürülebilir bir alternatifle önlem alınmasını gerektirir.” diyor Janaswamy. “Muz kabukları, umut verici ve uygun maliyetli bir malzeme olarak öne çıkıyor.”
Muzun Yan Ürünleri
Muz, dünyada en çok yetiştirilen meyvelerden biri olduğundan dolayı muazzam miktarda yan ürün oluşturur. Dünyada muz plantasyonları yaklaşık 2,5 dönümde 220 ton civarında atık üretir. Muz atıkları çoğunlukla lignocellulosic maddeden oluşur, bu da biyoçözünür filmler oluşturmanın temel bileşenidir.
Janaswamy, “Biyoyakılabilir plastik yapmak için, ligonosellüloz içeren atıklar sağlam yapıları, biyoçözünürlükleri, düşük yoğunlukları ve toksik olmamaları nedeniyle sürdürülebilir bir alternatif olarak öne çıkıyor.” diye belirtiyor.
Muz kabukları neredeyse hiç kullanılmadığından, bu çalışma için değerlendirilmeye neredeyse mükemmel bir yan üründür. Çevre dostu plastik benzeri ambalaj malzemesine acil ihtiyaç vardır. Janaswamy ve SDSU’da yüksek lisans araştırma asistanı Mominul Hoque, yeni bir çalışmada muz kabuklarının nasıl biyoçözünür filmler oluşturmak için kullanılabileceğini gösterdiler. Bu filmler, bir gün petrol bazlı plastiğin yerini gıda ambalajlarında baskın malzeme olarak alabilir.
Kabuktan “Plastiğe”
Araştırma ekibi ilk olarak kullanılmış kabukları bir blender yardımıyla öğütüp kaba haline getirdi. Daha sonra Janaswamy ve ekibi daha önce avokado kabukları, kahve telvesi ve switchgrass ile yaptıkları gibi, kimyasal bir işlemle ligonosellüloz materyali çıkardı. Elde edilen lifler daha sonra filme hazırlanmadan önce ağartma, damıtma ve işleme tabi tutuldu. Kurutulduktan sonra filmin özellikleri test edildi.
Janaswamy, “Filmler güçlü, şeffaf ve daha da önemlisi %21 toprak nem içeriğinde 30 gün içinde biyolojik olarak parçalanıyor. Bu bulgu, muz kabuğu ve diğer meyve işleme yan ürünlerinin plastik yerine geçen biyoçözünür ambalajların tasarımı ve geliştirilmesinde yeni imkanlar sunuyor.” dedi.