Korkunç Kuraklık, Panama Kanalı Nakliyesinde Gecikmelere Neden Oluyor

Panama Kanalı‘ndan geçmeye çalışan gemiler, iklim değişikliği tarafından tetiklenen ‘eşi benzeri görülmemiş’ kuraklık koşullarıyla başa çıkmaya çalışırken uzun gecikmeler ve ek maliyetlerle karşı karşıya kalıyor. Temmuz ayının sonlarında Panama Kanalı Otoritesi, kanaldan geçen gemi sayısını 36’dan 32’ye düşürdü. Ve her gemide taşınabilecek toplam yük tonajına kısıtlamalar getirdi.

Otorite, bunu su buharlaşmasının yüksek seviyelerine neden olan ‘uzun kuru mevsim’ olarak nitelendirdi. Ve çevresel koşulları ‘tarihsel olarak eşi benzeri görülmemiş’ olarak adlandırdı. Gemiler, artık kritik kanaldan geçmeden önce uzun bekleme süreleriyle karşı karşıya, bu kanalın tahminen 180 deniz yolu rotasının bir parçası olduğu düşünülmektedir.

Küresel sıcaklık rekorları devam ederken, diğer önemli ticaret yolları iklimle ilgili kuraklıklarla tehdit altında. Avrupa‘da Ren Nehri de ciddi kuraklıklar yaşıyor. Almanya ve diğer bölgelerdeki ihracatçılar ek maliyetlerle karşı karşıya kalıyor. Geçen ay, Hapag-Lloyd ve Maersk ek ücretleri müşterilere yansıtacaklarını söylediler. Ren Nehri, bir önceki mevsimsel kuraklığın ardından geçtiğimiz yıl tekne trafiğine kapatılmıştı. Uzun Avrupa sıcak dalgası tarafından tetiklenen bir başka kuraklık nedeniyle IOE&IT Günlük Güncellemesi’nde bildirildi. Avrupa’nın ikinci en uzun nehri olan Tuna Nehri de kuraklıklar yaşamaktadır.

Panama Kanalı Nerededir?

Panama Kanalı, Orta Amerika’da bulunan bir yapay su yolu sistemidir. Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus’u birbirine bağlayarak, gemilerin Amerika kıtasını çevrelemek zorunda kalmadan kısa bir yolculuk yapmasına imkan sağlar. Kanal, Panama ülkesinin sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Panama Kanalı, dünya ticaretinin önemli bir merkezidir. Kanal sayesinde gemiler, Amerika kıtasını dolaşmadan ve uzun deniz seyahatleri yapmadan farklı okyanuslara geçebilmektedirler. Bu, ticaret yollarını kısaltarak nakliye sürelerini ve maliyetleri azaltır. Dünya genelindeki deniz ticareti için kritik bir geçiş noktasıdır.

Kanal fikri ilk olarak 16. yüzyılda İspanyol sömürge döneminde ortaya çıktı. Ancak projenin zorluğu nedeniyle uzun süre gerçekleştirilemedi. İlk ciddi girişim, Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps tarafından 19. yüzyılın sonlarında başlatılmıştır. Ancak sağlık sorunları ve teknik zorluklar nedeniyle proje başarısız oldu. Daha sonra ABD, Panama Kanalı’nı inşa etme görevini üstlenmiştir. Kanal 1914 yılında tamamlandı ve 20. yüzyılın en büyük mühendislik başarılarından biri olarak kabul edilmiştir.

Kanalın inşası sırasında en büyük teknik zorluklardan biri, Büyük Okyanus ile Atlas Okyanusu arasındaki yükseklik farkını aşmaktı. Bu farkı aşmak için üç set kapıdan oluşan yapay göl ve tuzlu suyun tatlı su ile karışmasını önleyen kanallar kullanılmıştır. Gemiler, kanaldan geçerken su seviyelerine göre yükselip alçalır.

Panama Kanalı, 2016 yılında büyük bir genişleme projesi ile modernize edilmiştir. Genişletme projesi, daha büyük gemilerin geçişine olanak tanıyan yeni bir geçiş yolu eklemeyi içeriyordu. Bu genişleme, kanalın kapasitesini ve etkinliğini artırdı.

Panama Kanalı’nın işleyişi çevresel etkilere yol açabilme ihtimali bulunmaktadır. Kanalın su seviyeleri, yağış miktarına ve iklim değişikliğine bağlı olarak değişebilirler. Kuraklık ve su kaynaklarının azalması gibi faktörler, gemi trafiği ve ticaret üzerinde olumsuz etkilere neden olabilmektedir.